Rezervasyon ve İletişim: 0266 384 8282, 0538 615 1515
Güvenli ödeme sistemiyle tek çekim veya taksitle rezervasyon yapabilirsiniz.
Kazdağları Sağlık Turizmi

Kazdağları Sağlık Turizmi

Kazdağları, sağlık turizmi bakımından Türkiye’nin en önemli turizm bölgeleri arasındadır. İda Dağı’ndaki Kazdağları otelleri ile de sağlık turizmi destekleniyor
Kazdağları Sağlık Turizmi

Kazdağları otelleri için önemli bir kaynak olan bu akademik makale Dr.Öğretim Üyesi Gül YILMAZ (İstanbul Arel Üniversitesi) tarafından kaleme alınmıştır. Kazdağları bölgesi hakkında yazılmış olan bu makale için kendisine teşekkürü bir borç biliriz.

Kazdağları Butik Otel Sizi Bekliyor!

İda Natura Life Style Kazdağları Butik Otel ile muhteşem bir tatile ne dersiniz?
Modern odalarıyla mitolojiyi bünyesinde bulunduran odalarımıza göz atmak için alttaki rezervasyon yap görselimize tıklayabilirsiniz. Aradığınız tatil İda Natura ile Kazdağları'nda!

kazdağları otel odaları

Kazdağları Hakkında

Balıkesir ili, Edremit İlçesi sınırlarında Edremit Körfezi’nin kuzeyinde bulunan Kazdağları Milattan Önceki yıllara kadar tarihi ile çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış; zengin flora ve faunasıyla doğa harikası bir Milli Park’tır. Dünyada mitoloji ve efsaneler dağı olarak bilinen İda (Kazdağları) ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer ve bunun sonucu Troia savaşlarının çıkış nedeni olarak bilinmesinin yanı sıra derin vadi ve kanyonların olduğu biyolojik çeşitlilik olarak sahip olduğu endemik bitki topluluğunun varlığı ve hayvan topluluklarını barındıran oksijenin bol olduğu bir doğal zenginliktedir. İda Dağı’n da eriyen kar suları Edremit, Akçay ve Altınoluk’un denizine, içme ve kullanma sularına da karışmaktadır. Kazdağları’ndan esen rüzgarın orman havası ile ve denizin iyotlu oksijen miktarı yüksek havasının birleşimi Altınoluk Şahinderesi Boğaz lokasyonunda oksijen çadırı oluşturmaktadır. Bu özellik Kazdağları’nı dünyada en çok oksijen bulunan ilk üç yerinden biri olma önemini vurgulamaktadır. Bu çalışmada Kazdağları’nın yöre turizmine ve ülke turizmine katkılarının neler olabileceği gözler önüne serilerek sağlık turizmi açısından İda Dağı`nın dünyada sayılı sağlık merkezlerinin arasında yer alabilmesi için neler yapılabileceği irdelenecektir. 

Anahtar Kelimeler: İda Dağı, turizm, sağlık turizmi

Kazdağları Farklı Bir Tatil Sunuyor: Yılın 12 Ayı Gidilesi

Turizm, ülke ekonomilerinde önemli rol oynayan ve girdi sağlayan bir sektördür. Turizm; 20.yüzyılın ortalarında Avrupa’da ve özellikle de Akdeniz çanağında yer alan ülkelerin pek çoğunda deniz turizmi odaklı gelişme göstermiştir. Deniz turizminin yanı sıra, diğer kaynakları da (termal alanlar, kırsal bölgeler, dağlar, nehirler, göller vb.) bünyesine alarak büyüme trendini hızlandırmıştır. Bu büyümenin hiç kuşkusuz değişik etkenleri bulunmaktadır. Turizmin, 3s (sea, sand, sun) (deniz ,kum, güneş) üçlüsünden çıkıp yılın her ayı yapılabilecek bir faaliyet haline gelmesi, insanların şifalı sulara yönelmesi, tatilin her birey için hak haline gelmesi, çalışan insanların izin günlerinin artması, sınır formalitelerinin azalması gibi etkenler gelişmeye katkı sağlamıştır.

Doğal ve yapay çekicilik unsurlarına sahip yöre ve ülkeler için turizm, yoğun rekabet ortamının yaşandığı sektörlerden birisi haline dönüşmüştür. Değişen talep profiline uygun olarak yöreler ve bu yörelerdeki işletmeler tanıtım ve pazarlama çalışmalarını beklentiler doğrultusunda sunmaktadırlar. Bu durumda, turizm özellikleri nedeniyle doğal ve yapay çekicilik unsurlarına, bir başka deyişle turizm potansiyeline sahip ülkeler için teşvik edilip, desteklenmesi gerekli bir sektör konumuna gelmiştir.

Ülkemizin Önemli Bir Turizm Cenneti: Kazdağları!

Çalışmanın konusunu oluşturan Kazdağları (İda Dağı) turizm açısından doğal çekicilik unsurlarına sahip, ülkemiz açısından turizmde önemli bir üründür. Bu çalışmada Kazdağları ’nın doğa turizmi açısından olduğu kadar sağlık turizmi açısından da incelenmesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Kazdağları`nın doğal yapısının, ikliminin coğrafi yapısının, flora ve faunasının çeşitli hastalıkların iyileştirilmesine nasıl katkı sağladığı ortaya konulmaktadır.

 

1.Turizm Kavramı ve Sağlık Turizmi

Kişi sürekli yaşadığı yerden ayrılıp turizm eylemine katıldığında, kaçma, rahatlama ve canlanma dürtülerini tatmin etmek için normalden farklı taleplerde bulunabilmekte ve normalden farklı davranış gösterebilmektedir (Kurgun ve Özşeker, 2016:30). Literatüre bakıldığında ise çağdaş turizm kavramının, ilk olarak İkinci Dünya Savaşı döneminde İsviçreli ekonomistler Walter Hunziker ve Kurt Krapf tarafından kaleme alındığı görülmektedir. Buna göre,” turizm, insanların sürekli çalışma ve konutlarının bulunduğu yer dışında yaptıkları seyahat ve konaklamalarından meydana gelen ilişki ve olayların tümü” şeklinde tanımlanmaktadır (Kozak ve Bahar, 2012:29). Öznesi insan olan turizm, insanlar için artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bireyler yaşadıkları yoğun ve stresli iş yaşamlarının, 17 şehirdeki gürültü ve trafiğin getirdiği psikolojik ve ruhsal baskıyı tatile çıkarak atmak istemektedirler.

Turizm Türleri

Bu nedenle yıllık izinlerinde veya hafta sonu bulundukları şehrin dışına çıkarak kendilerini rahatlatmak isterler. Bazen deniz kıyısı, bazen ormana veya termal bir tesise gitmek insanlar için huzur verici olabilmektedir. Turizm olayına katılan kişiler turizm türleri olarak nitelendirilen; Tabiat Turizmi, buna bağlı olarak Dinlenme Turizmi içerisinde yer alan; Kür Turizm, Banyo Turizmi ve Kırsal Alan Turizm’ini tercih etmektedirler (Toskay, 1983:155). Ayrıca Kültür Turizmi, Spor Turizmi, Ekonomik Turizm, Politik Turizm diğer turizm türleri içerisinde yer almaktadır. Sağlık Turizmi de yine turizm türleri grubunun içine girmektedir. Sağlık Turizmi; “sağlığı koruma, iyileşme amaçlarıyla belirli bir süre için (genellikle 21 gün) yer değiştiren insanların doğal kaynaklara dayalı turistik bir tesise giderek kür uygulaması, konaklama, beslenme ve eğlence gereksinimlerini karşılaması sonucu doğan hareketlerdir (Boz, 2004:132). Günümüzde turizm, sadece eğlenmek, macera aramak farklı insanlarla ve kültürlerle tanışmak amacıyla yapılmadığı; şifalı su kaynaklarından yararlanmak ve çeşitli hastalıklara iklimin iyi gelmesi nedeniyle de yapıldığı bilinmektedir. Bu nedenle; Klimatizm ( açık ve temiz havanın şifa verici etkisinden yararlanmak için dağ istasyonlarında ve deniz kenarlarında uygulanan bir tedavi yöntemidir). Termalizm, (kaplıca, ılıca, içmeler gibi şifalı doğal su kaynaklarının sağlık kurallarına uygun bir biçimde tedavi aracı olarak kullanılmasıdır. Bilinen en eski tedavi ve güzellik yöntemlerinden biridir). Üvalizm, ( bazı yörelerin belli başlı ürünü olan meyve ve sebzelerle yapılan kür (tedavi) yöntemi ya da bu ürünlerin kullanımının bundan hoşlananlara sunulmasıdır (Bulut, 2010).

Sağlık Turizmi Demek Sadece Termal ya da Kaplıca Turizmi Demek Değildir!

Günümüzde sağlık turizmi denilince akla ilk gelen termal turizm ya da kaplıca turizmidir. Ama sağlık amaçlı turizm hareketi, son on yılda aktif olarak hastane hizmetlerinden faydalanmak için düzenlenen yurt dışı seyahatleri de kapsar hale gelmiştir. Bu değişim sağlık turizminden doğan ekonomik gücün hızla artmasına ve cazip hale gelmesine neden olmuştur (Aydın, 2012:92). İnsanlar sağlığını korumak, ruhsal ve bedensel olarak kendilerini iyi hissetmek, verimliliğini arttırmak için termal suların dinlendiriciliğinden yararlanmayı tercih etmektedirler. Gerek gelişmiş ülkelerde gerekse de ülkemizde termal turizm sağlık turizminin ana ekseninde yer almaktadır. Dünyada sağlık turizmi son 10 yılda hızla gelişmiştir. Sadece tıp turizmi için seyahat edenlerin sayısı 10 milyonu aşmış ve yıllık 100 milyar dolarlık bir ciroya ulaşmıştır. Turizm sektörünün çeşitlendirilmesi ve 12 aya yayılması Türkiye gibi turizm ülkelerinde bir zorunluluktur. Turizm sektörü 12 aya yayılma ve istihdam yaratma hususunda çok önemli bir hizmet sektörüdür. Sağlık turizmi ise ticari bir konu olup ülkelerin ekonomisinde çok önemli bir yer almaktadır. Dünyada uluslararası hasta sayısı bakımından sırasıyla ilk 5 ülke; ABD, Almanya, Tayland, Hindistan ve Türkiye’dir (http://saglikturizmi.gov.tr). Dünyada termal turizm ve sağlık turizmi alanında yeni yeni işletmeler açılmakta, var olanların da iyileştirilmesi için çeşitli yeniliklere gidilmektedir. SPA olarak da adlandırılan beş ve dört yıldızlı otellerdeki bu merkezler insanlar tarafından ilgi görmektedir. Her geçen gün büyüme gösteren tedavi amaçlı sağlık turizmi sadece tedavi olmak isteyen kişilere hizmet vermekle kalmayıp aynı zamanda estetik amaçlı da başvurulara 18 cevap vermektedir.

Sağlık Turizmi Dünyada 100 Milyar Dolarlık Hacme Ulaştı

Bu nedenle çeşitli sağlık kuruluşları, klinikler ve hastaneler insanların bu amaçlarına yönelik de hizmet vermektedirler. Sağlık turizmi dünyada 100 milyar dolarlık bir hacme ulaşarak, tüm ülkelerin iştahını kabartan bir konuma ulaşmıştır. Türkiye’de SATURK (Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu) ve TUSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) Sağlık Bakanlığı ile koordineli çalışmaktadır (Tontuş, 2015:3). Sağlık Bakanlığı verilerine göre; ülkemize medikal turizm kapsamında en çok gelen ülkeler Libya, Almanya, Irak’tır. Turistin sağlığı kapsamında gelen Rusya, Almanya ve İngiltere’dir. İkili anlaşma kapsamında en çok gelen ülkeler Afganistan, Sudan ve Arnavutluk’tur. SGK kapsamında sağlık amaçlı en çok gelen ülkeler ise Almanya, Hollanda ve KKTC’ dir (https://www.turkiye.gov.tr/saglik-bakanligi, 2013).

Sağlık Turizmine Devlet Destekleri

Ülkemizde Devlet Planlama Teşkilatı, Kalkınma Planlarında zaman zaman sağlık turizmine yer vermiştir ve sağlık turizmi açısından ülkemizin önemli termal kaynaklara sahip olduğunu belirtmiştir. DPT Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında “Sağlık turizmi başta olmak üzere, kongre turizmi, kış turizmi, kurvaziyer turizmi, golf turizmi ve kültür turizmine ilişkin altyapı eksiklikleri tamamlanarak pazarın çeşitlendirilmesi sağlanacak ve alternatif turizm türlerinin gelişimi desteklenecektir.” ifadesi yer almaktadır. Bu ifadenin yanı sıra sürdürülebilir turizme destek verilmesi konusuna değinilmiştir (DPT, 132-133). Onuncu beş yıllık kalkınma programına göre sağlık turizmi kapsamında ulaşılması gereken bazı hedefler şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Termal turizmde 100.000 yatak kapasitesine ulaşılması
  • Termal turizmde 1.500.000 (600.000 tedavi amaçlı) yabancı termal turiste hizmet sunulması
  • Termal turizmde 3 milyar dolar gelir elde edilmesi
  • Medikal turizmde dünyanın ilk 5 destinasyonu içerisinde olunması
  • 750.000 medikal yabancı hastanın tedavi edilmesi
  • Medikal turizmde 5,6 milyar dolar gelir elde edilmesi
  • İleri yaş turizminde 150.000 yabancı turistin ülkemizi ziyaret etmesi
  • İleri yaş turizminde 750 milyon dolar gelir elde edilmesi.

Bu hedeflere ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı’nın işbirliği içinde bulunması ve koordinasyon sağlanması durumunda; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TURSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği), YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) ve Aracı Kuruluşlar desteği ile birlikte hareket ederek sağlık turizminin daha da üst seviyelere ulaşması sağlanabileceği düşünülmektedir. Ayrıca; sağlık turizmi ile ilgili konferanslar, kongreler ve fuarlar arttırılarak ülkemizin sağlık turizmi potansiyeli açığa çıkarılması gerekmektedir.

2. Kazdağları’ nın Tarihi ve Coğrafi Durumu

Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesini birbirinden ayıran, antik çağlarda "İda Dağı" olarak anılan Kazdağı, Biga yarımadasının en yüksek kütlesidir. İda kelimesi de mitoslarda farklı kişilikler olarak karşımıza çıkan bir isimdir. Mitoslarda İdaios ve İdaia isimleri geçer. İdaia, İda’dan gelen veya İda’da yaşayan anlamına gelir. İda Dağı (Kazdağı), dünyada mitoloji ve efsaneler Dağı olarak bilmektedir. Kaz dağlarındaki üç efsaneden biri Yunan efsanesi (İlyada), diğerleri Sarıkız ve Hasan ile Emine’ nin aşk öyküler olan iki Türk efsanesidir. Yunan Mitolojisinde Paris`in Altın Elmayı Afrodit`e vermesi sonucu, dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak da kayıtlarda geçmektedir. Bilindiği gibi, bu güzellik yarışması getirdiği sonuçları itibarıyla, tarihte meşhur Troia savaşlarının çıkmasına neden olmuştur. Böylesine eşsiz doğal güzelliği olan Kazdağlarının tarihçesine bakıldığında; tarih öncesi yıllarda da çeşitli medeniyetleri barındırmış; muhtelif tarihlerde kentler, kasabalar kurulmuş ve yıkılmıştır. Kazdağı bereketli toprakları, yer altındaki ve yer üzerindeki doğal zenginlikleri ve uygun iklimi sayesinde medeniyetlerin gözdesi olmuştur. İşte tam da bu nedenle çok fazla göç almış ve doğal tahribata maruz kalmıştır. Ayrıca, çok kültürlü bir yapıya sahip olan Kazdağları, kültürel olarak da Anadolu medeniyetleri arasında ender bölgelerden bir tanesidir. Bilinen tarihi MÖ 2000 yıllarında başlar. Bu tarihlerde Thebe şehri, Lyrnessos şehri, Khrysa şehri, Killa Şehri, Anderia şehri, Antandros şehri, Adramytteion şehri, Astrya şehri, Gargara şehri gibi şehirler kurulmuş bunlardan bir çoğuda Truva savaşları sırasında yok edilmişlerdir.

Homeros İlyada’sında İda Dağı ( Kazdağı ) için ‘Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası’ diye bahsetmektedir. Ayrıca tarihte çok iyi bilinen meşhur Truva Atı, dünyada sadece bu bölgede yetişen Kazdağları Göknarı ile yapılmıştır. Kazdağı Göknarı yanı sıra, kızılçam, gürgen, palamut meşesi, disbudak, meşe, kestane ve zeytin ağaçları gibi ağaç türleri de bu bölgede bolca yetişmektedir.

Yunan Mitolojisi’nin önemli merkezi konumunda olan Kazdağları’nın uzantısı Çanakkale ili sınırları içerisinde de kaldığından bu ilimize ait Küçükkuyu mevki sınırları içerisinde bulunan Yeşilyurt Köyü eski adı ile Büyük Çetmi Köyü geçmişte bir Rum köyü olarak bilinmesine rağmen bir rivayete göre de İstanbul’un fethindeki katkılarından dolayı Fatih Sultan Mehmet Türkmenlere bu köyü hediye ettiği söylenmektedir. Şu an köyün yerlileri olarak yörükler yaşamaktadır ve şehirlerin yoğun sıkıntılı ve baskın koşuşturmasından kaçan kişilerin yaşadığı yer konumundadır. Çanakkale ve Balıkesir illeri sınırları içerisinde yer alan, Edremit Körfezinin kuzeyinde bulunan ve Biga yarım adasını da kaplayan bölgenin en yüksek dağı olan Kazdağları, Anadolu topraklarının kuzey batındaki en 20 güzide dağların başında gelmektedir. Kazdağları, Marmara ve Ege bölgelerini ayıran doğal yapı olarak da bilinmektedir.

Otelimizinde Bulunduğu: Kızılkeçili Köyü

İda (Kazdağları), 21.300 hektarlık alanıyla deniz ve yeşilin doğayla kucaklaştığı zengin fauna ve florası ile ülkenin görülmeye değer yerlerindendir. Kaz dağları ’na Edremit ilçesinin dört noktasından ulaşılabilir. Bunlar Zeytinli, Kızılkeçili Köyü, Güre Köyü ve Altınoluk istikametinden çıkan orman yollarıdır. Kazdağları’nın üzerine yerleşmiş, kuzey-güney istikametine uzanan derin vadi ve kanyonlar, flora ve fauna açısından zengin bir potansiyel arz etmekte, özellikle de bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik ana kaynak değerini oluşturmaktadır (https://balikesirkulturturizm.gov.tr). Zengin bitki örtüsüne sahip olan Kazdağı’nın üst tabakasında 600-700 rakımlar arasında Kızılçam hakimdir. Üst rakımlarda Kızılçam dışında Karaçam, Kayın, Göknar asli ağaç türleridir. Kestane Meşe, Kızılağaç, Çınar ağaçları bulunmaktadır. Alt tabakada Sistus(Laden), Erika, Karaçalı, Böğürtlen, Sarmaşık bitkileri ile Kekik, Adaçayı, Sumak gibi tıbbi bitkiler açısından da çok zengindir. Aynı zamanda bir dağ ekosistemi olan Kazdağı, içinde son derece önemli doğal özellikler barındırmaktadır. Bu özellikleri, jeolojik yapısı, iklimi, toprak ve su yapısı, yaban hayatı gibi nitelikleri oluşturmaktadır. Kazdağı‘nda birbirinin ayrılmaz bir parçası olan bu doğal özelliklerin kurduğu denge, alana son derece zengin ve hassas bir ekosistem kazandırmıştır.

Coğrafi olarak Akdeniz ile Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş özelliği taşıyan yöre iklimi, geleneksel sınıflandırmaya göre yarı nemli Marmara geçiş iklimine girer (Türkeş, 2008:75). Kazdağı‘nın kuzey yamaçlarının suları ise Menderes Nehri ( Kara Menderes ) ve kolları tarafından toplanmaktadır. Zeytinli, Kızılkeçeli Çaylarını, Şahinderesini ve Menderes nehrini besleyen kaynaklar üzerinde günübirlik dinlenme-piknik alanları bulunmaktadır. Kazdağı`nda, tatlı su (memba), maden suyu ve sıcak su (termal) kaynaklarının yanı sıra, sondaj ve kuyularla sağlanan yeraltı suları da bulunmaktadır. Bu suların oluşumu, miktarı (debi), sıcaklıkları ve mineral zenginlikleri, beslendikleri ve çıktıkları kayaçların cinsi ve yapısı ile yakından ilişkilidir. Kazdağları’nın sahip olduğu benzersiz doğası ve bereketli toprakları nedeniyle etrafında birçok köy yer almaktadır. Koca Çayı, Manastır Çayı, Fındıklı Çayı ve Akçadere vadileri bu muhteşem dağı çeşitli yerlerde parçalamış ve farklı bir özelliğe bürünmesini de sağlamıştır. Kazdağları‘ndaki önemli akarsular, doğudan batıya doğru, Havran Çayı, Edremit Çayı, Zeytinli Çayı, Kızılkeçeli Çayı, Manastır Deresi, Şahin Deresi ve Mıhlı Deresi olarak sıralanabilir. Yüksekliği 1700 m dolayında olan Kazdağı‘nın güney yamaçlarını drene eden bu akarsular Edremit Körfezi‘ne dökülür.

Ender rastlanan bitki örtüsünün yanı sıra yaban hayatının ender hayvan topluluklarını da Kazdağları içinde barındırmaktadır. Ayı, Karaca, Yaban Kedisi, Su Samuru, Sincap,Yarasa, Kirpi, Tavşan, Porsuk, 21 sansar, Tilki, Yaban Domuzu, Kartal, Doğan, Atmaca,Şahin, Keklik, Tahtalı, Çulluk ve Balık cinsleri, Alabalık ve sazan türleri bulunmaktadır.

Kazdağları`ndan gelen orman havası ile denizin iyotlu ve oksijen miktarı yüksek havası birleşince Altınoluk Şahinderesi boğazı civarı oksijen çadırı şeklinde ifade edilmektedir. Dünyanın oksijen bolluğu açısından ilk üç yerinden biri olduğu tespit edilmiştir. Bu bölgede ilginç cazibe noktaları mevcuttur. Bunlardan birkaçı sırasıyla şöyledir.

  • Zeus Altarı
  • Adatepe Köyü
  • Tahtakuşlar Köyü
  • Mıhlıçay
  • Koyunevi Köyü Sahili’nde Sokakağzı Mevzii’dir.

Kazdağı, Biga Yarımadası’nın güneydoğusunda, esas ekseni Ayvalık/ Balya yönünde olan, Çanakkale ve Balıkesir il sınırları içindeki Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yer alır (Ölmez, 2006:46). 39 ̊ 30`-39 ̊ 50` kuzey enlemleri ve 26 ̊ 15`-26 ̊35` doğu boylamları arasında, Biga Yarımadası’nın güneybatı kısmında doğu-batı yönünde uzanır. Biga Yarımadası’nın önemli yükseltilerinden birisini oluşturan Kazdağı, batıda Ayvacık ve Ezine, kuzeyde Bayramiç ve Çan, doğuda Kalkım, Yenice ve Balya, güneyde Küçükkuyu, Edremit ve Havran yerleşim yeri ile sınırlıdır (Akgün, 2009:64). 1767 m. yükseklikteki Karataş Tepe Kaz Dağı’nın en yüksek noktası, dağın güneyindeki Ege Denizi ise en alçak yeridir. (Okuyucu, 2016:25-56 ).

Kazdağları Çanakkale ili sınırları ile çevrelense de Biga Yarımadası, kuzeyde Biga, güneyde Edremit, batıda Bayramiç ve doğuda Balıkesir ile sınır oluşturmaktadır. Bu nedenle de Edremit, Altınoluk, Küçükkuyu, Yeşilyurt, Zeytinli, Ayvacık, Güre gibi sahil kasabalarını da içine almaktadır. Kaz Dağları’nın bulunduğu bu il ve ilçe sınırları içerisinde kalan köyler doğal, tarihi ve kültürel değerlere de sahiptir. Biga Yarımadası doğa, tarih ve kültür varlığıyla zengin bir turizm potansiyeline sahiptir ve bu özellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir (Kazdağları Ulusal Çalıştayı: 2012:124).

3. Kazdağı’ nın Sağlık Turizmine Katkıları

Mitolojik, arkeolojik, tarihi, kültürel ve doğal kaynak değerleri açısından son derece zengin kaynaklara sahip olan Kazdağları ve çevrelediği alan halkın ilgisini çekmiş ve yoğun ziyaret akınına uğramış ve hala da uğramaktadır. Bu nedenle doğanın tahribatı da söz konusu olacağından 1993 yılında Kazdağları Milli Park olarak ilan edilmiştir. Milli parkın ilanı ile birlikte Edremit körfezi çevresinde önceleri geleneksel bir karakter göstermiş olan turizm faaliyetleri son 10-15 yıldır eko turizm olarak nitelendirilen faaliyetlere dönüşmeye başlamıştır (Arı, 2009:423).

Kazdağları, dünyada İsviçre Alpleri’nden sonra oksijen konsantrasyonu en yüksek olduğu ikinci bölgedir. Kazdağları eteklerindeki Altınoluk’ta oksijen miktarının yüksek olması, özellikle bronşit astım - amfizem hastalarına iyi gelmektedir. Altınoluk, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, İsviçre Alpleri’nden sonra, havada bulunan yüksek oksijen miktarı açısından, dünyanın ikinci bölgesi olarak saptanmıştır. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Kimya Metalürji Fakültesi tarafından yapılan hava kalitesi ölçümü sonucu; (%hacim olarak) Oksijen: 21.0, Karbondioksit: 1 olarak ölçülmüştür. Altınoluk’u dünyanın ikinci oksijen çadırına dönüştüren etkenlerin başında ise Şahin Deresi Kanyonu gelmektedir.

Kazdağı Milli Parkı içinde bulunan Altınoluk Şahin Deresi Kanyonu, Kazdağları’ndan almış olduğu tertemiz çam kokulu havayı Edremit Körfezi’ne dağıtırken, aynı zamanda denizden almış olduğu iyotlu havayı dağlara doğru taşımaktadır ve doğal bir baca vazifesi görmektedir.

Kazdağı Milli Park’ında yapılan araştırmalarda bugüne kadar 101 familyaya ait 800 civarında bitki toksunu tespit edilmiştir. Bu türlerin 77 adedi yalnızca Türkiye’de bulunmaktadır. Bunların 29 tanesi de Dünyada sadece Kazdağı Milli Park’ında bulunan endemiklerdir. Kaz dağları ’nda 32 endemik türün her birinin mevsimi vardır. Ayıgülü denilen tür mayıs ayının 15’i ile 30’u arasında görülebiliyor. Dolayısıyla görmek isteyenler sadece 15 günlük süreci değerlendirmek durumundadırlar. Sarıkız Çayı ağustosta görülebilirken Kazdağı Göknarı ismini bölgeden almaktadır. Ahmet Yazman Kaz dağı Göknarı’nın Homeros’un İlyadası’nda da anlatıldığını söylemektedir. Truvalılar dağa çıkıp bu ağaçları keserek gemi yaptığı ve bu gemilerle İtalya’ya ulaşıp Roma İmparatorluğu’nu kurduğu rivayet edilmektedir. Hem tarihsel hem de ekolojik olarak zengin olan bu dağ, yürüyüş turlarıyla, jeep safari turlarıyla gezdirilmektedir.

Kazdağları’nın güney yamaçlarında denizden itibaren 200 metrelere kadar zeytin ağaçları, yaklaşık 800 metrelere kadar kızılçamlar (Pinus brutia Ten), yaklaşık 1500 metrelere kadar karaçam (Pinus Nigar ssp. Pallasiana), Kazdağı’nın endemiklerinden olan Kazdağı göknarı (Abies nordmanniana ssp. Equi-trojani) hemen daima dağın kuzey yamaçlarında 1000 – 1400 metrelere kadar kayın ve karaçamlarla aynı yetişme ortamını paylaşmaktadır. Geniş yapraklı ağaçlardan Kayın (Fagus Orientalis) yaklaşık 600 – 1400 metreler arasında, Kestane (Castanea sativa Miller) yaklaşık 600 – 900 metreler arasında, Gürgen (Carpinus betulus) yaklaşık 350 -700 metreler arasında, Meşe (Quercus) yaklaşık 300 – 1000 metre arasında yayılım göstermektedirler. 1550 metreden sonra yastık formunda bitkiler görülmektedir. Endemik bitkilerin büyük bir kısmı buralarda bulunmaktadır.

Kim, Ne Zaman Yazmış?
08 Eylül 2019 | Bölgemiz, Sağlıklı Yaşam kategorilerinde yazdı 0
Sosyal Medyada Paylaşmak İster Misiniz?
Benzer Haberler & Duyurular
    Düşüncelerinizi Paylaşmak İster Misiniz?